Angora Company Türkiye merkezli bir şirket olup uzun bir süredir iş hayatındayız, gerek Kürdistan bölgesinde gerek Türkiye’de veya uluslararası çalışmalarımızda müşterilerimizle güven üzerine kurulu bir ilişkimiz var ve tüm zor koşullarda bile bunu koruma savaşı veriyoruz. Kâr elbette önemli ama yardım kuruluşu değiliz nihayetinde ve herkes gibi bizde çıkarlarımızı ön planda tutuyoruz elbete ama güvene dayalı bir çalışmayı daha esas alıyoruz. Bir örnek vereyim, geçenlerde milyon dolarlık büyük projeler satmamız için bize geldi. Sahibi bize şunu söyledi, benim şu Köşkü şu kadarına satın şu kadar parayı bana verin siz üzerine ne koyarsanız koyun karışmam dedi. Direk tepki verdim. Böyle gayri ahlaki bir iş yapmam satışı yaptığım zaman karşıdakinde fazla para aldılar mı diye şüpheye düşürmem sizi karşı karşıya getirecek son pazarlığı sizler yapacaksınız bizde yasanın bize tanıdığı kadarını alacağız sizden dedim. Adam biraz bozuldu haliyle ama net tavrımı koyunca geri adım attıp bizim dediğimiz şartlarda bizimle çalışmayı kabul etti.
Özetleyecek olursak, er çağda olduğu gibi bu çağda da görülüyor ki ticaret kazancın büyük bir kısmını oluşturuyor. Ticaret yapan şirketler bir çok kişiye aynı zamanda ekmek sağlıyor, bir çok yöreye hizmet sağlıyor ve yeni üretimler ve satışlarla insanlar için bir çok katkı sağlıyor. Ticaret riskli işlerin en keyiflisi, en kazançlısıdır. Dünyada 100 lira varsa 90'ı ticarette döner. Ticaretin taşıdığı ehemmiyet, fazla bir izaha hâcet bırakmayacak derecede açıktır. Ancak üzerinde durulması icab eden husus, Ticaret Ahlâkı’dır. Bazı belirli ölçülere göre ticari işletmemizi icra etmeliyiz. Aksi halde elde edilen maîşete, haksız kazanç olan şeylerin karışma ihtimali olur ki, bu da namuslu bir tüccar için felâkettir
Kürdistan bölgesinde uzun süre kaldınız bu süre içinde neler yaptınız?
Kürdistan bölgesinin başkenti Hewlêr’de uzun yıllar ticaret yaptık. Orda emlak yapmıyorduk inşaat malzemeleri satışını ve inşaat ince işlerinin uygulamasını yapıyorduk. Bölgeye ilk gittiğimizde büyük bir mağaza açtık Ankara’daki tecrübelerimizi buraya aktarmak istedik. Başta çok zorlandık haliyle, iş dünyasında kadın yoktu ve bu çok tuhaf karşılanıyordu hem kadın kimliğinin hemde erkek egemen inşaat dünyasında var olma savaşını verdik buda üretim azmimizi düşürüyordu ama vazgeçmedik direndik kabul ettirdik. Bazen çok kızıyordum geri dön bildiğin yerde devam et diye ama dışarı çıkıp Kürdistan bayrağının dalgalandığını görünce anında buna değer savaşmaya devam diye karar alıyordum.
Bildiğimiz kadarıyla İŞİT Kürdistan’a saldırınca orayı terk eden iş insanların aksine siz orda kaldınız Kürdistan’dan ayrılmadınız?
Maalesef işit gibi bir vahşete maruz kaldık, süreci sizlerde biliyorsunuz. Tabi ki Kürdistan’dan ayrılamazdık bu mu yurtseverlik bu mu samimiyet? Orda kaldık tabi ki ve Elimizi taşın altına koyup oradaki kahraman Peşmerge ve Kürdistan bölgesi halkıyla direndik. Cephelere Yaptığımız lojistik destek idi silah kullanmayı bilmem keşke o süreçte öğrenseydim ama olmadı işte. Allah bir daha göstermesin ama yine olursa yine gider aynı duruşu sergilerim
Şimdi neler yapıyorsunuz işleriniz neler?
Yaklaşık üç yıl önce Ankara’ya işlerimizi taşımak zorunda kaldık
Ankara bildiğim hakim olduğum bir yer hiç zorlanmadık çok erken işleri toparlayıp yoluna koyduk. Ankara’daki şirketimiz daha çok gayrimenkul alanında faaliyet gösteriyor bu konuda iyiyiz diye düşünüyorum. İnşaat malzemeleri satışını bazen Kürdistan bölgesine bazen Lübnan’a eski müşterilerimize gönderiyoruz ama eskisi kadar sipariş almak istemediğimiz için bu piyasaya fazla enerji harcamıyoruz çünkü maliyet hesabı yapamıyoruz üretici değil tedarikçiyiz onun için biz istenilen malzemelerin fiyatını çıkarıncaya kadar yeni zamlar geliyor haliyle müşteriye mahçup oluyoruz.
Genel olarak özetlerseniz nasıl bir tablo ile karşı karşıyayız?
Yönetemedikleri dizayn edemedikleri sömürgeleri açlıkla terbiye etmeye çalışırken dünyayı bir ekonomik çıkmazın içine sürüklüyorlar. Bilinçli mi bu yapılıyor veya gerçekten beceriksizliklerinin sonucumu cidden bilmiyorum ama bunu öngörmek için ekonomist veya tüccar olmaya gerek yok. Tüm dünyada konut fiyatları artıyor tüm dünyada bankaların tüm çabalarına rağmen yükselişler devam ediyor. Bize yansıyan kısmını şöyle özetleyebilirim. Bizde ki satılık konut ve diğer araçlar sadece ilanlarda dönüp duruyor arada sahipleri arayıp fiyat yükseltiyor biz yeni fiyatları düzenliyoruz. En can yakıcı soru bu, Alıcı var mı? Hayır yok çünkü fiyatlar alım gücünün çok çok üstünde. Eskiden satılığa çıkardığımız ev arsa vs i en azından arayanlar fiyat indirimi olur mu veya muhittini sorar yatırım veya oturmak için uygun mu diye fikir sorarlardı şimdi bu da yok.
Seçimlere kadar bu belirsizlik devam edecek gibi görünüyor sonrasına nasıl bir müdahale olur şu an için kestirmek çok zor. Büyük şirketler küçülmeye doğru giderken bizim gibi orta ölçekli firmalar kazanmayı çoktan geçmiş elimizdekileri koruma savaşını veriyoruz artık. Ve bu oldukça can sıkıcı üretim azmini yavaşlatırken yeni projeleri askıya aldırıyor bizlere.
Azerbaycan’da sizi görmek isteriz
Bunu çok İsterim, en kısa zamanda gelip hem Azeri dostları ziyaret edecek hem saha çalışması yapacağım. Belli mi olur belki orda da faaliyet göstereceğimiz bir alan buluruz. Kısmet artık
Teşekkür ederiz
Ben teşekkür ederim Azerbaycan’a içten selam sevgilerimle
